Şimdi şöyle… Oturuyorsun evde, kafanda bin bir düşünce. Biri gelsin, desin ki “Gel kanka biraz keyiflenelim,” ama yok. O zaman ne yapıyoruz? Slotter ’a giriyoruz, bir güzel Big Bass Bonanza ’yı açıyoruz. Bak baştan söyleyeyim, bu öyle klasik “çevirdim, boş döndü” muhabbeti değil. Burası başka. Burası, oltayı atıp büyük balığı bekleme sabrının, sonunda o hoplayıp zıplayan yeşil sakallı balıkçıyla para kutlaması yapmanın adresi.
Hani bir umutla denize taş atanlar var ya… Heh işte bu oyun, onların dijital versiyonu. Ama taş değil, direkt yemli olta atıyorsun. Balıklar desen renk renk, cins cins. Parlayanlar var, somurtkanlar var, her biri farklı kazanç demek. İşin sırrı sabırda.
Ulan Bu Balıkçı Kim?
Yani sorsan “balıkçılık ne alaka?” diyeceksin ama adam oyuna cuk oturmuş. Sakallı mı sakallı, elinde olta, gözünde gözlük… Ama öyle bohem değil ha, adam resmen Jack Sparrow’un emekli versiyonu. Çıkar parayı, döndür çarkı, o çıksın ekrana—bitti gitti. Hele ki o özel özellikler açıldığında… Valla diyeyim, bir sevinçten havalara zıplıyorsun.
İlk başta biraz tripli başlıyor. “Hani bana büyük balık?” falan diyorsun içinden. Ama sonra bir geliyor o x2 çarpanlı yakalama, hop cebin şenleniyor. Derdin mi var, moralin mi bozuk? İki tur at bu oyunda, dünyayla barış imzalıyorsun resmen.
Slotter’dan Oyna, Keyfini Taçlandır
Bak ciddi söylüyorum, sağda solda bu oyunu arayıp durma. Direkt Slotter’dan gir, rahatına bak. Ne reklam çıkıyor başını ağrıtıyor, ne de yok “önce üye ol” eziyeti. Zaten üyesin büyük ihtimalle, yoksan da ayıp ediyorsun yani. Biz burda Big Bass Bonanza çevirirken, sen hâlâ başka yerlerde ne arıyorsun?
Slotter bir de seni anlayan bir yer. Bi’ girdin mi oyuna, diyor “Buyur kardeşim, en güzel oltalar burada.” Hele ki kampanyaları var, görmen lazım. Dön baba dönelim, her çeviriş ayrı bir heyecan.
Biraz da dürüst olalım, bu oyunun grafikleri, ses efektleri… hani “mobil oyun bu sonuçta” deyip geçemiyorsun. Adamlar yapmış yani. O balıkların yüzündeki mimikler falan, yok böyle bir detay.
Ufak Kazançlar, Büyük Keyifler
Yani şimdi hemen “zengin oldum” falan da değil işin esprisi. Ama bazen o 20 TL’lik kazanç bile öyle bir anlama geliyor ki… Çayın yanında kurabiye gibi, hayatın tadı yerine geliyor. Hele bir de üst üste patlarsa o kazançlar, vay haline.
Big Bass Bonanza işte tam bu yüzden bir tık farklı. Sadece “oynadım, geçti” değil, bir bağ kuruyorsun. Oyunun sana verdiği değil, senin oyuna kattığın sabır ve heyecan esas mesele. Bir yandan da eğleniyorsun. Hani bazı oyunlar var, sadece çevirmekle kalıyorsun, ama burda balık tutuyorsun resmen. Elin suya değmiyor ama ruhun serinliyor.